Çocuğunuzun İnadını Yönetmenin 6 Yolu

Çocuğunuzun İnadını Yönetmenin 6 Yolu

Bebek dünyaya geldiği anda fiziksel olarak anneye bağımlı, ağlamak ve uyumak dışında fazla bir aktivitesi olmayan bir bireydir. Ailenin genellikle en büyük sıkıntısı gazdan ya da uykudan kaynaklanır ve bu sürecin yıpratıcı olduğu düşünülür. ‘’Bir uyusa’’, ‘’Gazı bir bitse’’, ‘’Ya kucağa alışırsa?’’ gibi kaygılarla aile farkında olmadan bebekli yaşama adapte olmaya başlar.

Ek gıda, emekleme, diş çıkarma, yürüme gibi kilometre taşlarının ardından, 2 yaş sendromununayak seslerini duymaya başladığımız 18.ayla birlikte yeni ve uzun soluklu bir süreç başlar; minik bebek artık bağımsızlığını fark eder. Dolayısıyla inatlaşma, isteklerini yerine getirmek için tutturma, ısrarla aynı şeyleri isteme gibi davranışlarda belirgin bir artış gözlemlenir. Burada unutmamanız gereken, inat döneminin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi beraberinde 2 yaş sendromunu da daha hafif atlatmanızı sağlayacaktır. Aksi halde ailede sabırların zorlanması, yorulma ve her şeye ağlayan bir çocukla uğraşma gibi zorluklarla mücadeleye dönüşür. Peki, bu süreci bir mücadeleye dönüştürmeden nasıl yönetebilirsiniz?

Yardım Edin. Suyunu/sütünü kendisi bardaktan içmek istiyor olabilir. Ama zihinsel olarak yapabileceği halde, ince motor kaslarının gelişimi bunu yapmaya henüz hazır olmadığı için başaramıyorsa bu durum çocuğu kızdıracaktır. Anne-babanın bardağı alması, her yeri kirletmesi ve ebeveyn tepki verdiğinde ağlamaya başlaması olası sonuçlardır. Bu durumda çocuğun eline uygun ve kırılmayacak bir bardak verilip, içine dökülse dahi fazla bir ıslaklık yaratmayacak kadar içecek koymak hem tatmin olmasını sağlar hem de psiko-motor gelişimini destekler.

Çocuğa yapmak istediği şeyler konusunda destek olunması onu rahatlatacaktır. Dirençle karşılaşmadığında ve uzlaşma hissettiğinde inadından vazgeçecektir.

Dikkat Dağıtın. Çocukların bu dönemde ilgileri kısa sürelidir. Hatta yaş küçüldükçe ilgi süresi de kısalır. Bu gerçekten yola çıkarak, çocuğun inat ettiği konularda dikkatini dağıtmak denenebilir. Örneğin, yağmurlu ve soğuk bir havada parka gitmek tabii ki ebeveynin tercihidir. Ancak evde olmayı tercih ettiğiniz zamanlarda olacaktır. Bu anlarda çocuğun kapının önünde bağırarak, kendini yeren yere atmasını engellemek çok zor gibi görünse de dikkatini başka sevdiği bir aktiviteyle dağıtmak işe yarayabilir.

Dikkat dağıtmak ve ilgisini başka yöne çekmek inatlaşmaya çalıştığı konuyu hafifletmek için etkilidir. Çünkü büyük ihtimalle ısrar ettiği durum aslında göründüğü kadar önemli değildir. Sadece kendi isteğinin yapılması konusunda kararlılığını gösteriyordur.

Durdurun. İnatlaşma giderek arkadaş grubunda ya da aile içinde itişme, vurma, ısırma, saç çekme ya da tekme atma gibi fiziksel tepkilere dönüştüğü noktada ilk yapılacak şey durdurmaktır. Kendisine ya da başkasına zarar vermesine asla göz yumulmamalıdır. Uzun olmayan açıklamamalarla bu davranışın doğru olmadığı söylenmelidir. Sakinleşene kadar ortamdan uzak kalması ve anne-babaya karşı şirinlik yapması durumuna buna müsaade edilmemesi gereklidir. Sözel beceriler yeteri kadar zenginleşip, kendini ifade etmesine yetecek kadar geliştiğinde bu gibi fiziksel tepkiler giderek azalacaktır. O zamana kadar bazen sesin gücünü bedende görmek mümkün olabilir.

İzin verin. Çocuğun her istediğini reddetmek, engellemek ve yasaklamak bir süre sonra fazlasıyla baskıladığı için hiçbir işe yaramaz hale gelir. ‘’Hayır’’ diyerek müdahale edilecek konularda dikkatli olunması, çocuğun direnç göstermesini olumlu yönde etkiler. Kendine zarar vermeyeceği ve tehlike oluşturmayacak konularda –zaman zaman- mantıksız ya da gereksiz olduğu düşünülse bile çocukların isteklerini yapmalarına müsaade edilmelidir. Böylece deneme fırsatı bulur ve sürekli hissettiği engellenmişlik duygusunu duyumsamaz.

Sakin olun. Çocuklar bu yaşlarda ailenin koyduğu kurallara özellikle uymama eğilimi de başlar. Bu süreç bazen 4 yaş sendromunda daha şiddetli olarak ortaya çıkar. Tehlikeli ve zararlı olduğu için yaklaşmamasını istediğiniz bir objeye, gözünüzün içine baka baka özellikle yaklaşır ve tepkinizi kontrol eder. Ona zarar gelmeyeceği sürece bu tip inatlaşmalar umursanmamalı, yansıttığınız davranışların güç çekişmesine dönmemesine dikkat edilmelidir.

100 cm’lik bu miniğin derdi siz değilsiniz, onun derdi ‘’kimliğinin oturma sancılarını atlatmak’’tır. Yani yaşanan gerginlikler ve sıkıntılar kişiselleştirilmezse daha kolay yönetilecektir.

Kabul edin. Çocukların saçma ya da gerçekleştirilmesi mümkün olmayan pek çok isteği olabileceğini biliyoruz. Burada ‘’kabul etmek’’ yerine getirmeyi değil, onun isteklerini anladığınızı göstermeyi kastediyor. İnatlaşmak için iki tarafın olması gerekir ve eğer çocuğun inat yaptığı düşünülüyorsa, bu inada anne-baba ya da diğer bir yetişkinin de dâhil olduğu açıktır. Bu gibi durumlarda inatlaşmak yerine onu anlamaya yönelik ifadeler tercih edilmelidir. Onunla bir çatışmaya girilmediğini gören çocuk da bu inatlaşmayı zamanla azaltacaktır.

KAYNAK

Tuğçe Acaröz Oğuz – Çocuğunuzu Anlamak


Bloga dön